بِسْمِ ٱللَّهِ ٱلرَّحْمَٰنِ ٱلرَّحِيمِ

تُسۡقَىٰ مِنۡ عَيۡنٍ ءَانِيَةٖ ٥

Kızgın bir menba'dan sulanırlar.

– Elmalılı Hamdi Yazır

لَّيۡسَ لَهُمۡ طَعَامٌ إِلَّا مِن ضَرِيعٖ ٦

Yiyecekleri yok ancak bir darî.

– Elmalılı Hamdi Yazır

لَّا يُسۡمِنُ وَلَا يُغۡنِي مِن جُوعٖ ٧

Ne besler ne açlıktan kurtarır.

– Elmalılı Hamdi Yazır

وُجُوهٞ يَوۡمَئِذٖ نَّاعِمَةٞ ٨

Bir takım yüzler de o gün mesuddur.

– Elmalılı Hamdi Yazır

لِّسَعۡيِهَا رَاضِيَةٞ ٩

Sayinden hoşnuddur.

– Elmalılı Hamdi Yazır

فِي جَنَّةٍ عَالِيَةٖ ١٠

Yüksek bir cennette.

– Elmalılı Hamdi Yazır

لَّا تَسۡمَعُ فِيهَا لَٰغِيَةٗ ١١

Ki onda lağviyyattan bir kelime işidilmez.

– Elmalılı Hamdi Yazır

فِيهَا عَيۡنٞ جَارِيَةٞ ١٢

Onda carî bir menba.

– Elmalılı Hamdi Yazır

فِيهَا سُرُرٞ مَّرۡفُوعَةٞ ١٣

Onda yüksek serîrler.

– Elmalılı Hamdi Yazır

وَأَكۡوَابٞ مَّوۡضُوعَةٞ ١٤

Konulmuş küpler.

– Elmalılı Hamdi Yazır

وَنَمَارِقُ مَصۡفُوفَةٞ ١٥

Dizilmiş koltuklar, yastıklar.

– Elmalılı Hamdi Yazır

AYARLAR
Okuyucu